?ki farkl? Avrupa – Felsefeciler, Hz. ?sa ve gerçek Hristiyanlar

?ki farkl? Avrupa – Felsefeciler, Hz. ?sa ve gerçek Hristiyanlar

Bediüzzaman Said Nursi eserlerinde iki farkl? Avrupa´dan bahsediyor. Mesnevi-i Nuriye´nin Zühre bölümünde ve 17. Lem´a´n?n 5. Nota´s?nda konuya de?iniyor ve bu iki Avrupa´y? ?u ?ekilde tarif ediyor:

 

1. Avrupa: „?sevîlik din-i hakikîsinden ald??? feyizle hayat-? içtimaiye-i be?eriyeye nâfi san’atlar? ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunlar? takip eden (Avrupa).“

 

2.  Avrupa: „Felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiât?n? mehâsin zannederek be?eri sefâhete ve dalâlete sevk eden bozulmu? ikinci Avrupa.“

 

Bediüzzaman´?n tahminen 1923lerde yazd??? bu ifadeleri biraz daha açmadan ve bugünün ?artlar?yla kar??la?t?rmadan önce, k?saca felsefe konusuna de?inelim. Bediüzzaman hiç bir konuda yapmad??? gibi, bu konuda da genelleme yapm?yor. Külliyen felsefeye kar?? de?il. Bunu yazd??? ba?ka bir mektuptan anl?yoruz. Emirda? Lahikas?nda felsefeyi de ikiye ay?r?yor ve ?öyle yaz?yor:

 

1. Felsefe: „Felsefenin hayat-? içtimaiye-i be?eriyeye ve ahlâk ve kemalât-? insaniyeye ve san’at?n terakkiyat?na hizmet eden felsefe ve hikmet k?sm? ise, Kur’an ile bar???kt?r. Belki Kur’an?n hikmetine hâdimdir, muaraza edemez. Bu k?sma Risale-i Nur ili?miyor. […] Müstakim, menfaatdar felsefeye ili?miyor.”

 

2. Felsefe: “?kinci k?s?m felsefe, dalalete ve ilhada ve tabiat batakl???na dü?ürmeye vesile oldu?u gibi sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dalaleti netice verdi?inden ve sihir gibi hârikalar?yla Kur’an?n mu’cizekâr hakikatlar?yla muaraza etti?i için, Risale-i Nur’un ekser eczalar?nda mizanlarla ve kuvvetli ve bürhanl? müvazenelerle felsefenin yoldan ç?km?? bu k?sm?na ili?iyor, tokatl?yor.”

 

Göründü?ü gibi Bediüzzaman´?n kar?? ç?kt??? felsefe ak?m? ?mam Gazali´nin „Tahafut al-Falasifa“ eserinde çürütmeye çal??t??? felsefe anlay???. Bu ak?m ikinci Avrupa ile birebir uyu?uyor. ?kisi de dalaleti, imans?zl??? ve sefaleti yayg?nla?t?rma derdinde. Hikmet pe?inde olmas? gereken felsefe, bu anlamda hikmet pe?inde de?il, insan? bir zevk makinesi haline getirme pe?inde.

 

Ayr?ca Bediüzzaman, 1922de Ankara´da mecliste verdi?i me?hur “Namaz Beyannamesi”nde “Enbiyan?n ekseri ?arkta ve hükeman?n a?lebi Garpta gelmesi kader-i ezelînin bir remzidir ki, ?ark? aya?a kald?racak din ve kalbdir, ak?l ve felsefe de?il” diyor. Burada tekrar bat?´dan felsefecilerin, do?u´dan peygamberlerin ç?kmas?n?n hikmetine vurgu yap?yor.

 

?imdi Avrupa meselesine de?inelim….

 

Farkl? Avrupa´lardan kas?t, elbette bir ülkeler ayr?m? yapmak meselesi de?il. Burada Bediüzzaman Said Nursi Avrupa´da iki farkl? ak?mdan bahsediyor. Nursi´nin tarifine göre, birinci ak?m gerçek hristiyanl??? temsil edecek. Bu ak?m hadislerde rivayet edildi?i gibi, ?slam ile birle?ecek ve Hz. Mehdi´nin pe?inden gidecek.

 

?kinci ak?m ise hristiyanl?ktan uzakla?acak, ikinci felsefenin anlay???yla ve medeniyetin güya güzellikleriyle beraber insanlar? felakete u?ratacak.

 

E?er Avrupa´daki son 10 y?l?n geli?melerine bakarsak, ikinci ak?m?n h?zla güçlendi?ini ve yay?ld???n? görüyoruz. Avrupa genelinde kilise´den ayr?lmalar ve bir ilah?n varl???n? inkar edenler, kemiyeten ço?almakta. Yani kiliseler bo? ve inananlar azal?yor. Hatta 2010 senesinde Almanya´da katolik kilisesinden ayr?lanlar?n say?s? yeni bir rekora imza att?.

 

Birinci ak?ma bakt???m?zda, öncelikle ?u soruyu sormam?z gerekiyor? Hakiki ?sevilik nedir?

 

Bu ba?lamda Bediüzzaman´?n „?slam ile birle?ecek“ ve „Hz. Mehdiyle ortak hareket edecek“ ifadeleri gösteriyorki, hakiki isevilikten kas?t, Hz. ?sa´n?n tanr? veya tanr?n?n o?lu oldu?unu red edip, onu Peygamber olarak görmek.

 

?imdi tekrar Avrupa´ya bakt???m?zda böyle bir ak?m? görmek mümkün. Yani Bediüzzaman´?n bahsetti?i birinci ak?m (birinci Avrupa), sessizce, kemiyeten az da olsa, keyfiyeten yükseli?te. Bu ak?m kendisini kiliseden s?y?rm??, henüz kurumsalla?amam?? veya cemaatle?ememi? ferdlerden ibaret. Yani fikir olarak mevcut ve genel itibariyle akademik çevrelerde daha yayg?n.

 

Zaten 5. ?ua´n?n 16. Meselesinde Bediüzzaman, Hz. ?sa (as.) geri döndü?ünde onu çok az ki?i tan?yaca??n? belirtiyor. Hz. ?sa ister ?ah?s olarak ister ?ahs-? manevi olarak geri dönsün, etraf?ndakilerin az say?da oldu?unu farkl? yerlerde izah ediyor.

 

Nitekim bu ak?m? temsil edenler ?uan sessiz kal?yorlar. Seslerini duyurabilecek bir platform´lar? yok. Fikirleri yüzünden kiliseden afaroz ediliyorlar, ama gelecekte bu ak?m Avrupa´ya hakim olacak.
Çünkü ikinci ak?m?n getirdi?i sefalet ve rezillik insanl??? bir ç?kmaz?n içine sürükledi ve sürüklüyor. Psikolojik bunal?mda olan insanlar, bu batakl?ktan ç?kman?n çözümünü mecburen Allah inanc?nda bulacaklar.

 

Bunu yaparken ?slam ile birle?meleri de elzem. Said Nursi’?n 1907’lerde söyledi?i “Avrupa bir ?slâm devletine, Osmanl? Devleti de bir Avrupa devletine hâmiledir. Bir gün gelip do?uracaklard?r” sözlerini hat?rlayal?m. ??te yukar?da bahsetti?imiz mesele ile bu sözü tekrar ele al?rsak, Avrupa´da ya?ayan müslümanlar için önemli bir vazife, ehemmiyetli bir görev, büyük bir mesuliyet ve sorumluluk ortaya ç?k?yor: ?slam? hem lisan-? hal ile, hem de lisan-? kal ile temsil etmek ve özellikle Hz. ?sa´n?n peygamberli?i konusuna a??rl?k vermek.

 

 

 

 

Cemil Sahinöz

cemil@misawa.de

http://twitter.com/Cemil_Sahinoez

Publiziert in der Ayasofya 37, 2011