Askerin dizgini Bediüzzaman‘?n müjdesi

askerin_dizgini

“Ad?yaman Üniversitesi mezuniyet gecesinde Ad?yaman Jandarma Garnizon Komutan? Albay Yusuf Yalç?n, dereceye giren türbanl? ö?renciye diploma, plaket ve hediyesini verdi” haberi ajanslardan geçer geçmez hemen hemen tüm haber siteleri hiç gecikmeden olay? man?etten duyurdular.

Tabii bir k?sm? sevinerek, bir k?sm? da “nereye gidiyoruz, neler oluyor böyle” diye tela? ederek!

Bana bir arkada? haber verdi, “bir asker, mezuniyet töreninde ba?örtülü bir k?za plaket vermi?” diye. Sonra da “hocam dediklerin ç?k?yor, sevinirsin diye haber vermek istedim” dedi.

Ona “Ben bir ?ey demiyorum, Bediüzzaman haber vermi?, ç?k?yorsa onun dedikleri ç?k?yor” dedim. Fakat bendeniz, yakla??k 1994 y?l?ndan bu yana özellikle de asker eliyle islam kar??tl???n?n güçlendi?i zamanlarda  Be?inci ?ua’da geçen ihbar? hat?rlatarak, topluma “meraklanmay?n, bütün bunlar geçecek ve her ?ey normale dönecek. Bu orda peygamber oca??d?r, önünde sonunda kendi manas?n? bulur ve dizginini,  onu ele geçirmi? z?nd?ka komitesini elinden kopar?r” dedi?im için onu benim ç?karsamam zannetmi?.

Hakikaten de Bediüzzaman 1908 – 1930 y?llar? aras?nda ikmal etti?i ve sonra Be?inci ?ua diye Risale-i nur külliyat?na ald??? ihbarat?nda söyle diyor:

Üçüncü Hâdise: Bir rivayette „?slâm Deccal? Horasan taraflar?ndan zuhur edecek“ denilmi?. “Gayb? Alla bilir”,  bunu bir tevili ?udur ki: ?ark?n en cesur ve kuvvetli ve kesretli kavmi ve ?slâmiyet’in en kahraman ordusu olan Türk milleti, o rivayet zaman?nda Horasan taraflar?nda bulunup daha Anadolu’yu vatan yapmad???ndan, o zamandaki meskenini zikretmekle Süfyanî Deccal onlar?n içinde zuhur edece?ine i?aret eder.

Garibdir hem çok garibdir. Yediyüz sene müddetinde ?slâmiyet’in ve Kur’an‘?n elinde ?eref-?iar, bârika-asa bir elmas k?l?nç olan Türk milletini ve Türkçülü?ü, muvakkaten ?slâmiyet’in bir k?s?m ?eairine kar?? istimal etme?e çal???r. Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir. „Kahraman ordu, dizginini onun elinden kurtar?yor“ diye rivayetlerden anla??l?yor.” (Be?inci ?u 3. Küçük Mesle)

* * *

Bu iki paragraf? ayr? ayr? inceledi?inde görülecek ki her iki ihbar da tahakkuk etmi?.

Deccal, bilindi?i gibi, hadislerde ahir zamanda ç?kaca?? ve aldatmakla i? görüp inanlar? kendi r?zalar?yla dinden ç?kmalar?na sebep olaca?? haber verilen ahir zaman – özel/tüzel- e?has?ndan biridir. Ben kendi pay?ma Deccal’i, -her dönemde gerçek bir temsilcisi de bulunmakla birlikte– bir inkâr-? ulûhiyet projesi ve uygulamas? olarak görüyorum. Komünizm, kapitalizm, sosyalizm, liberalizm vs gibi her ne ad alt?nda olursa olsun, içinde ahret kayg?s? ta??mayan ve bir Müteal Yatar?c?n?n varl???n? gerekli görmeyen tüm izim ve yakla??mlar? Deccal diye tan?ml?yorum. Esas?nda i?in gerçe?i de budur. Fakat tabii ki her bir dü?üncenin ve izimin bir temsilcisi de vard?r.

??te peygamber efendimiz, son üç yüz y?ld?r tüm dünya insanl???n? pençesine alm?? bulunan ?u inkârc? ve tanr? tan?maz hayat tarz?n? ve onun temsilcilerini Deccal ev deccalizim olarak bize duyurmu?, mümin ve müslümanlar? o hayat tarz?n?n süslerine kap?l?p dinlerinden kopmamalar? için uyarm??t?r…

?slam alimleri ise daha sonra, o hadislerden yararlanarak,- biri dünya genelinde, di?eri onlar?n Müslümanlar içindeki temsilcisi olmak üzere-  iki deccaldan söz etmi?lerdir. Bilim ve aldatmayla insanlar? Tanr?s?z ve mukaddesats?z bir hayat tarz?na sürükleyecek olan o anlay???n, Müslümanlar içindeki temsilcisine de Süfyan ad? verilmi?.

??te Bediüzzaman’?n Üçüncü Hadise’de sözünü etti?i ve ‘?slam Deccal?’ dedi?i kimse de, dünyay? istila eden o inkar-? uluhiyet fikrini ve anlay???n? Müslümanlar içinde uygulayacak ve uygulatacak zat diye haber vermi?tir.

Bu ifadesiyle Bediüzzaman, kutsal? yok sayan, insanl??? inkar-? uluhiyete sürükleyen anlay???n, Türkler eliyle Müslümanlar?n içine sokulaca??n? ve zorla uygulanaca??n? haber vermi?tir. Nitekim cumhuriyetin ilk y?llar?nda, güya toplumu modernize etmek, muas?r medeniyet seviyesine yükseltmek maksad?yla yap?lan çal??malara ve siyasi beyanlara bakt???n?zda, ba?ta Kuran olmak üzere tüm ?slami de?erlerin, Hz. Muhammed’in ve ?slam tarihinin d??land???, tahkir edildi?i, toplumun gözünden dü?ürülmeye çal???ld??? görülür.

Bunu böyle oldu?unu görmek için derin incelemelere ve ara?t?rmalara gerek yoktur. 1925-45 y?llar? ar?s?nda ne?redilen gazetelerin herhangi birisi incelense bunlar?n bo? iddialar olmad??? görülür.

Laikli?in bir din ve Türkçülü?ün toplumu birbirine ba?layan yegâne hakikat olarak dayat?ld??? o dönemlerde Bediüzzaman, o çal??malar?n, Türk milletinin lehine olmad???n? aksine ona zarar verece?ini  belirterek uyarm??t?r. “?slâmiyeti milliyete mezcetmek, ?slâmiyet milliyetini unsuriyetle(kan ba?lar?yla) ba?lamaya a??lamaya kalk??mak, ?slamiyeti alet yap?p unsuriyete (?rkç?l??a)  kuvvet vermek ya da secaya-y? milliyeyi ?eair-i ?slâmiyetle kuvvetle?tirmek zarard?r. Belki müsbet fikr-i milliyet ?slâmiyete hâdim, kale, z?rh olmal? yerine geçmemelidir.” (26. Mektup). Tüm kar?? ç?k??lara islam kar??t? yap?lnamy? sürdüren ekibe ?öyle seslenir:

“(?darecilerin) bir k?sm? -güya din hesab?na, ?slâmiyete sâdakat nam?na- güya dini milliyetle takviye etmek için, „Za’fa dü?mü? din ?ecere-i nuraniyesini, milliyet topra??nda dikmek, kuvvetle?tirmek istiyoruz.“ diye, dine taraftar vaziyeti gösteriyorlar.

?kinci k?s?m; millet nam?na, milliyet hesab?na, unsuriyete (Türkçülü?e) kuvvet vermek fikrine binaen, „Milleti, ?slâmiyetle a??lamak istiyoruz.“ diye, bid’alar? îcad ediyorlar.

Birinci k?sma deriz ki:Ey „sâd?k ahmak“ ?tlak?na mâsadak bîçare ulema-üs sû‘ veya meczub, ak?ls?z, cahil sofîler! Hakikat-? kâinat içinde kökü yerle?mi? ve hakaik-i kâinata kökler salm?? olan ?ecere-i Tûba-i ?slâmiyet; mevhum, muvakkat, cüz’î, hususî, menfî, belki esass?z, garazkâr, zulümkâr, zulmanî unsuriyet (?rkç?l?k) topra??na dikilmez! Onu oraya dikmeye çal??mak, ahmakane ve tahribkârane, bid’akârane bir te?ebbüstür.

?kinci k?s?m milliyetçilere deriz ki: Ey sarho? hamiyet-füru?lar! Bir as?r evvel milliyet asr? olabilirdi. ?u as?r unsuriyet asr? de?il! Bol?evizm, sosyalizm mes’eleleri istilâ ediyor; unsuriyet fikrini k?r?yor, unsuriyet asr? geçiyor. Ebedî ve daimî olan ?slâmiyet milliyeti; muvakkat, da?da?al? unsuriyetle (?rkç?l?kla) ba?lanmaz ve a??lanmaz. Ve a??lamak olsa da; ?slâm milletini ifsad etti?i gibi, unsuriyet milliyetini dahi ?slah edemez, ibka edemez. Evet, muvakkat a??lamakta bir zevk ve bir muvakkat kuvvet görünüyor, fakat pek muvakkat ve akibeti hatarl?d?r.

Hem Türk unsurunda ebedî kabil-i iltiyam olmamak suretinde bir in?ikak ç?kacak. O vakit milletin kuvveti, bir ??k, bir ??kk?n kuvvetini k?rd??? için, hiçe inecek. ?ki da? birbirine kar?? bir mizan?n iki gözünde bulunsa; bir batman kuvvet, o iki kuvvet ile oynayabilir; yukar? kald?r?r, a?a?? indirir.” (29. Mektup)

Bediüzzaman?’?n bu “Türk unsurunda ebedi kabil-i iltiyam olmamak suretinde bir in?ikak ç?kacak” sözünü maalesef onun takipçileri de tam anlamam??lar ki hala Bulgarl?ktan, Macarl?ktan söz ediyorlar.

Oysa bugün sosyolojik olarak Türk milleti, maalesef ‘dine taraftarlar’ ve ‘dine muhalifler’ (laik ulusalc?lar) olmak üzere ikiye ayr?lm?? durumda. Acaba bir as?r da geçse, Say?n Özdil ve Çöle?an gibi insanlar? ?u dindarlar ile ayn? safa getirebilir misniiz? Oysa bunlar?n dedeleri çanakkalede omuz omuza ?slam için sava?m??t?.

Güya laiklik ?emsiyesi alt?na s???nan ve asl?nda aç?k seçik ?slam dü?manl??? yapan ?u insanlar, maalesef modernlik ad? alt?nda bizde de uygulamaya konulan daccalist faaliyetlerin ürünüdürler!

Bugün bir kesimin Ak dedi?ine öteki kara diyor. Millet ne istiyorsa onlar ona kar?? ç?k?yor. Millet ad?na hareket edenler Allah bir dese, onlar itiraz edecekler. ??te görüyorsunuz, spor kulüpleri bile ayr??t?r?lmaya ba?land?. Türkiye’nin içinde bulundu?u zaaf?n gerçek nedeni, bu derin ayr??m??l?k ve taban tabana z?tl?kt?r.

?u hükümet 10 y?ld?r iktidar. Hiç mi güzel ve hay?rl? bir i?i olmad?? Hiç gördünüz mü ‘?u i? de güzel oldu” dediklerini?

Evet, maalesef, 1925-45 y?llar? aras?nda yap?lan çal??malar ve dayatmalar kendi saliklerini de var etti. Ve zannederim art?k Türkler k?yamete kadar bir kere daha ayn? fikirde bir araya gelemeyecek kadar ayr??t?lar. Bugüne kadar devletin hemen hemen tüm kurumlar? ötekilerin elindeydi, Müslümanlara ve inanlara soluk ald?rm?yorlard?. Fakat Cenab-? Hakk?n büyük lütfü ile, millet yava? yava? güçlendi ve ba?ta ruhunu ve inanc?n? olmak üzere dizginlerini onlar?n elinden almaya ba?lad?.

O dizginlerin en önemlisi askerin dizgini idi. Çünkü Türk milleti askerine itimat eder ve ona de?er verir. Ve maalesef bugüne kadar tüm ?slam dü?manlar? ona dayanarak Müslümanlara ve dine kar?? her türlü keyfili?i yap?yorlard?.

??te Bediüzzaman, dinin ve milletin selameti için, öncelikle askerin, onlar?n boyunduru?undan ç?kmas? gerekti?ine hasetsen dikkat çekmi?. Modernle?me ile ba?layan dinî ve ?slami tahribat?n, ?slam’?n ezan, kamet, Cuma ve örtü gibi bir k?s?m ?eairine kar?? tatbik edilen yasakç? zihniyetin, kalkaca??n?, bunun da askerin yard?m? ile olaca??n? “Ordu dizgini onlar?n elinden alacak” diye haber vermi?.

??te Ad?yaman’da ya?anan hadise, bu ihbar?n fecr-i sad?k?d?r.

Evet, millet yeniden ordusu ile bulu?uyor, devletinin tüm müesseselerini yeniden kendi yan?na çekiyor. 80-90 y?ld?r millet ve din aleyhine kullan?lan kurum ve kurulu?lar, yeniden millet ve vatan hizmetine al?n?yor. Avrupa’n?n kap?s?nda u?ak gibi tutulan, bat?n?n bütün tahkir, tezyif ve a?a??lamalar?na ra?men onursuzca onun kap?s?nda tutulan millet Sevr ile (daha sonra ad?n? de?i?tirip Lozan yapt?lar) ile boynuna tak?lan dizginden kurtulmaya çal???yor. O dizginlerin en yaman? askerin boynunda idi. Asker bir asra yak?nd?r kendi hakikati ile sava??yordu.

Art?k o da aldat?ld???n?n fark?na vard?. Kendisini h?zla milletinin yan?nda yeniden konu?land?racak. Ve hem de ba?lad?.

Birileri ç?k?p, bir üniversite mezuniyeti töreninde askerin ne i?i var can?m ya?anan olay? küçümsemeye çal??abilirler. Siz onlara ald?rmay?n.  Ad?yaman Jandarma Garnizon Komutan? Albay Yusuf Yalç?n, millet ad?na büyük bir i? ba?arm??t?r.

Onu tebrik ediyoruz ve benzer çal??malar? di?er askerlerden de bekliyoruz…

Mehmet Ali Bulut
mabulut@gmail.com