ÎSLÂMIN ÇOCUKLARA VERDÎ?Î DE?ER

ÎSLÂMIN ÇOCUKLARA VERDÎ?Î DE?ER

K?z çocuklar?n?n diri diri gömüldü?ü bir topluma (Nahl, 16/58, 59) peygamber olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.v.) k?z olsun, erkek olsun, bütün çocuklara e?it muamele ve sevgi göstermeyi emrediyordu, ?slâm nazar?nda insan, „ahsen-i takvim“ (en güzel bir yarat?l??) üzere yarat?lm?? (Tîn, 95/4) ve mahlûkat?n en ?ereflisi olarak kabul edilmi?tir. (Isrâ, 17/70) ?nsan yavrusu olan çocu?un da bu özelliklere sahip olaca?? gayet tabiîdir. Nitekim gerek Kur’ân-? Kerîm, gerekse Hadis-i ?eriflerde, çocu?un de?erinden bahseden ifadelere s?k s?k rastlamak mümkündür.

?slâm, Kur’ân‘?n ifadesiyle çocuklar?n, dünya hayat?n?n bir süsü oldu?unu  (Kehf, 18/46) bildirirken; Hz. Peygamberin diliyle de sâlih  evlad?, ki?inin ölümünden sonra, sevab?n? devam ettirecek bir hay?r kayna?? olarak nitelendirmektedir. (Müsned, V, 269) Kur’ân’daki pek çok âyetin bizzat çocuklardan ve çocuklarla ilgili hükümlerden bahsetmesi, Hz. Peygamberin çocuklarla ilgili pek çok hadisi; ve nitekim Hz. Ömer’in (r.a.) çocuklara bulû? ça??na kadar 100 dirhem nafaka ba?lamas? (San’anî, Musannef, V.311) çocu?un Islâmdaki yerinin ve de?erinin ifadeleridir.

Kur’ân Ayetlerinde Çocu?un De?eri

Kur’ân-? Kerîm, anne babalar?n evlatlar?na kar?? yarat?l??tan ve içten gelen bir sevgi ve ?efkat beslediklerini ifade etmektedir. Bu durum baz? ayetlerde çocuk kelimesi yerine, gözbebe?i manas?na gelen „kurratu ayn“ tabirinin kullan?lmas?ndan anla??ld??? gibi (San’anî, Musannef, V.311); Hz. Yusuf’un (a.s.) kaybolmas? kar??s?nda, Hz. Yakub’un (a.s.) ona kar?? duydu?u ?efkat ve hasretten dolay?, gözlerinin kör olmas?na sebep olan a?lay?? ve ?zd?raplar?n? dile getiren ayetlerden de (Yûsuf, 12/84-86) anla??labilir.

Küçük bir bebek iken Nil nehrine at?lmak zorunda kalan Hz. Musa’n?n (as.) annesinin durumunu anlatan âyetler de (Tâhâ, 20/40; Kasas, 28/10-11), annenin çocu?a kar?? duydu?u derin sevgi ve ?efkatin etkileyici ifadeleridir.

Dünyada ho?a giden her çe?it güzellikten topland??? yer olan ahiret ve cennet hayat?nda da çocuklar?n varl???ndan bahsedilmektedir. Kur’ân-? Kerîm üç ayr? sûrede, „saç?lm?? inciler“e benzetilen cennet çocuklar?ndan bahsetmektedir. (?nsan, 76/19; Vak?a, 56/17; Tür, 52/24)

Kur’ân’da çocu?un insanlara sevimli gösterildi?inden bahsedilmi? (Âl-i ?mrân,3/14), ancak müminlerin dikkatli olmalar? gere?i hat?rlat?larak, mal ve çoluk-çocu?un, onlan Allah‘? anmaktan al?koymamas? emredilmi?tir.(Münâf?kûn, 63/9) Bir ayette ise, mal ve çocuklar bir fitne (imtihan vas?tas?) olarak nitelendirilerek, gerçek mükâfat?n Allah kat?nda oldu?una dikkat çekilmi?tir. (Te?âbun, 64/15)

Kur’ân’da direkt olarak çocuklardan bahseden ayetlerin say?s? 297’dir. Ancak çe?itli yönlerden çocukla alâkal? ayetlerin say?s? 342’yi bulmaktad?r. (Geni? bilgi için bk. Canan, Allah?n Çocuklara Bah?etti?i Haklar, s. 17-20) Öte yandan çocukla ilgili en önemli kavramlardan biri olan terbiye (e?itim) fiilinden bahseden „Rabb“ kelimesi ise, Kur’ân’da Allah isminden sonra en çok zikredilen bir kelime olup (M. Fuad  Abdulbâki, Mu’cemu’l-Müfehres. ist. ts., „Rabb “ mad) 965 defa an?lm??t?r. (Nevzat Ayasbeyo?lu, ?slâmiyetin E?itime Getirdi?i De?erler, ?st. 1968, s.16)

Konumuz aç?s?ndan Kur’ân’a bak?ld???nda, çe?itli âyetlerde yer alan baba-o?ul ili?kilerinin tümünde, baban?n o?ula hitap tarz?n?n her zaman ?efkat ve merhamet ifadesi olan „Yavrucu?um, O?ulcu?um“ ?eklinde oldu?u görülecektir. Bu âyetlerin tamam?nda „Büneyye“ kelimesi geçmekledir ki, bunun Tü?kçemizdeki tam kar??l??? „O?ulcu?um“ demektir. Ancak dilimizde ?efkat ve sevgi ile hitap tarz?n?n k?z erkek ay?r?m? olmaks?z?n, daha ziyade „Yavru­cu?um“ kelimesiyle ifade edildi?ini belirtmek isteriz. Bu konuda Kur’ân-? Kerîm’de hem baban?n evlâd?na, hem de evlâd?n babaya kar?? hitap ?ekille­rini gösteren âyetler ?unlard?r: „Gemi, da?lar gibi dalgalar içinde onlar? gö­türürken, Nuh, bir kenarda ayr? kalm?? o?luna „Ey o?ulcu?um! Bizimle beraber gel, kâfirlerle birlik olma“ diye seslendi.“ (Hûd, 11/42). Babas? (Hz. Ya’kûb, o?lu Hz. Yûsufa) ?unlar? söyledi: „O?ulcu?um! Rüyan? karde?le­rine anlatma, yoksa sana tuzak kurarlar, zira ?eytan insan?n apaç?k dü?ma­n?d?r.“ Yusuf, 12/5.

Di?er kutsal kitaplarda (Tevrat, ?ncil) rastlanmayan bu hitap tarz?n?n, ?slâm‘?n kutsal kitab? Kur’ân-? Kerîm’in pek çok ayetlerinde yer almas? dikkate de?er bir konudur. Gerçekten, baba-evlât ili?kilerinde sevgi ve ?efkat yüklü bu ifadelerin Kur’ân ayetleri arac?l??? ile insanlara duyurulmas? bile-?s-lâm‘?n çocuklara verdi?i de?eri belirtmesi bak?m?ndan-yeterlidir kanaatindeyiz.

 

 

Hz. Peygamber’in Sünnetinde Çocu?un De?eri

 

„Âlemlere rahmet olarak gönderilen“(Enbiyâ, 21/107) Hz. Muhammed (s.a.v.), ilk önce k?z-erkek ay?r?m?n? ortadan kald?rm?? ve çocuklar aras?da e?it davran?lmas?n? emretmi?ti. (Müslim, Hibât, 13) Ayn? ?ekilde çocuklara beddua etmeyi yasaklam??, (Müslim, Birr, 87)

„Küçüklerimize ?efkat göstermeyen bizden de?ildir.“( El-Hâkim, Müstedrek ala’s-Sahîhayn, Beyrut, ts. î, 62)

buyurarak, çocuklara kar?? sevgi ve ?efkat göstermeyi manevî müeyyidelerle topluma kabul ettirmi? ve bunda da oldukça  ba?ar?l? olmu?tu. Bu ba?ar?da, Hz. Peygamberin bizzat kendi hayat?nda çocuklara kar?? gösterdi?i sevgi ve ilginin rolü büyüktür. O’nun çocuklara kar?? ?efkat ve merhametinin çe?itli misallerini aktarmak yerinde olur.

Hz. Peygamberi (s.a.v.), „çocuklar?na ve ailesine kar?? insanlar?n en ?efkatlisi“ olarak vas?fland?ran Hz. Enes (r.a.), ?öyle demektedir:

„Ailesine kar?? Ondan daha ?efkatli olan hiç kimseyi görmedim. O?lu ?brahim’in, Medine’nin kenar mahallelerinde oturan süt annesi vard?. Süt annenin kocas? demircilik yapmaktayd?. Beraberinde biz de oldu?umuz halde Hz. Peygamber, oraya çocu?u görmek için giderdi. Var?nca, duman dolu eve girer, çocu?u kuca??na alarak koklar ve öper, bir süre sonra dönerdi.“ (Buhârî, Edeb, 18.; Müslim, Fedâil, 63; el-Hâkim, Müstedrek ala’s-Sahîhayn, IV, 40)

Henüz süt emme ça??nda iken vefat eden ?brahim’in ölüm ân?n? konu alan bir hadiste ise, Hz. Peygamber’in can vermekte olan o?lunu kuca??na al?p öptü?ü, bu s?rada gözlerinden ya?lar bo?and??? bildirilmekte ve bu durumu gören Abdurrahman b. Avf‘?n (r.a.), „Siz de mi a?l?yorsunuz, Yâ Rasûlallah?!.“ demesi üzerine,

„Bu a?lay?? rahmet ve merhamettendir. Göz a?lar, kalp mahzun olur, fakat biz ancak Rabbimizin ho?nut olaca?? ?eyi söyleriz. ?brahim! Senden ayr?ld???m?z içen gerçekten mahzunuz.“

cevab?n? verdi?i, rivayet edilmektedir. (Buhârî, Cenâiz, 44) Yine buna benzer bir olayda, kuca??nda can vermekte olan çocu?a bak?nca dayanamam?? ve gözleri ya?la dolmu?tu. O’nun a?lad???n? görenler, „Bu nedir Yâ Resûlallah?“ diye sorunca,

„Bu, Allah‘?n, kullar?n?n kalplerine yerle?tirdi?i bir rahmet ve merhamettir. Allah, kullan aras?nda ancak merhametli olanlara rahmetiyle muamele eder.“ (Zebîdî, Tecrid-i Sarih, IV, 376) buyurmu?tu.

Hz. Peygamber’in çocuklar? öptü?ünü gören bir bedevi, bunu yad?rgam?? ve „Demek siz çocuklar? öpüyorsunuz ha!.. Halbuki biz onlar? hiç öpmeyiz!“ demekten kendini alamam??t?. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

„?ayet senin kalbinden Allah merhameti söküp alm??sa, ben ne yapabilirim.“ (Buhârî, Edeb, 18.; Müslim, Fedâil, 65)

buyurarak, çocuk sevgisinden yoksun bir kalpte merhametin de bulunamayaca??n? ifade etmi?ti.

Hadis kitaplar?nda daha pek çok örne?ini bulabilece?imiz, ?efkat ve merhameti bu dereceye varan Hz. Peygamber’in çocuklara olan sevgisini çe?itli yönleriyle görmek mümkündür. Zaman zaman torunlar? Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i (r.a.) ba?r?na basarak öpen ve onlar için dua eden (Tirmiz?, Menâk?b, 31) Hz. Peygamber, bu sevgi ve ?efkati di?er çocuklara da göstermekteydi. Çocuklu?unun büyük bölümünü Hz. Peygamber’in torunlar?yla birlikte geçiren ve y?llar sonra ?slâm ordusunun komutanl?k görevini üstlenen Üsâme b. Zeyd (r.a.), Hz. Peygamber’in bir dizine kendisini, di?er dizine de torunu Hasan‘? oturttu?unu, sonra ikisini de ba?r?na basarak,

„Ey Rabbim, bunlara merhamet et; çünkü ben de bunlara kar?? merhametliyim.“

diyerek dua etti?ini rivayet etmektedir. (Buhârî, Edeb, 22) Yusuf b. Abdullah (r.a.) ad?ndaki sahabi de, „Hz. Peygamber beni kuca??na oturttu, ba??m? ok?ad? ve bana Yusuf ismini verdi.“ demektedir. (El-Cüâm, Fadlullahis-Samed fî tavdîhi’l-Edebi’l-Müfred, Kahire, 13 88,1,461) A?a??daki hadis ise daha ilgi çekicidir. Hz. Enes anlat?yor:

„Yahudilerden bir çocuk hastalanm??t?. Nebî (s.a.v.) onu ziyarete gitti. Ba?ucunda oturarak ona, ‚Müslüman ol! ‚ dedi. Bunun üzerine çocuk, yan?ndaki babas?na bakt?; babas?, ‚Ebu’l-Kâs?m’a itaat et.‘ deyince, çocuk Müslüman oldu. Sonra Nebî (s.a.v.), ‚Benim vas?tam ile onu cehennemden kurtaran Allah’a hamd olsun.‘ diyerek kalkt?. (Ebû Dâvud, Cenâiz, 5. Buhârî, Cenâiz, 79)

Çocuklara ikram? ve onlar?n terbiyelerini güzelle?tirmeyi emreden (Ibn Mâce, Edeb, 3) Hz. Peygamber (s.a.v.), insanlara emrettiklerini kendi hayat?nda da tatbik etmekteydi. Maddî ikram? „y?l?n ilk turfanda meyvesini huzurunda bulunanlar?n en küçü?üne vermekle“ (Muvatta‘, Medine, 2; Heysemî, Mecmauz-Zevâid, Beyrut, 1967, V, 39) yaparken; manevî ikram? da çe?itli ?akala?malar, hâl-hat?r sormalar ile yerine getirirdi. Bazen kendi torunlar?n? (Tirmizî, Menâk?b, 50) bazen de ba?ka çocuklar? (El-Hâkim, Müstedrek ala’s-Sahîhayn, m, 555-56) omuzunda ta??yarak, onlar? sevindiren Hz. Peygamber’in, onlarla ?akala?mas? da dikkate de?erdir. Mahmûd b. Rebî‘ (r.a.) adl? sahabi, kendisi be? ya?lar?nda iken Hz. Peygamber’in, bir kovadan a?z?na su alarak yüzüne püskürttü?ünü rivayet etmekte ve y?llar geçmesine ra?men yüzünün hiç ihtiyarlamad???n?, övünerek ifade etmektedir. (Buhâri, Diim, 18, Daavât, 31) Hz. Enes ise, „Resûlullah (s.a.v.) bizlerle ?akala??r, hatta küçük karde?ime, Ey Ebû Umeyr, küçük ku?un ne oldu‘ diye latife eder, tak?l?rd?.“ (Buhâri, Edeb, 81; Ibn Mâce, Edeb, 24) demektedir.

Manevî ikram kabilinden zikredece?imiz ?u hadise ise, Hz. Peygamber’in çocuklara kar?? ho?görülü olu?unun en güzel örneklerinden biridir. „Çocu?un küçüklü?ündeki yaramazl???n?, büyüdü?ü zaman akl?n?n çok olaca??na bir alâmet olarak“ (Münâvî, IV,310) kabul eden Hz. Peygamber, yaramazl?k yapan çocuklara hemen müdahale etmemeyi emretmi?tir. (Bugünün Pedagoglar? da fazla uslulu?u bir hastal?k olarak kabul etmekte­dirler, bk. Jacquin, s. 38) Bir defas?nda, Ensar’dan birisinin sahibi bulundu?u hurma a?açlar?n? ta?layan küçük yaramaz Raf?‘ b. Amr‘?, bahçe sahibi yakalay?p Hz. Peygamber’in huzuruna getirmi?ti. „Yavrucu?um, a?açlan niçin ta?l?yorsun.“ diye soran Hz. Peygamber’e Raf?‘, „Aç idim yâ Rasûlallah, karn?m? doyurmak için ta?lad?m.“ cevab?n? verince, „Bir daha a?açlan ta?lama yavrum, alt?na dü?enleri al?p ye!“ buyurmu?, sonra da Raf?’in ba??n? ok?ayarak, „Allah‘?m, bu yavrunun karn?n? doyur.“ diyerek duada bulunmu?tu. (îbn Mâce, Ticârât, 67)

 

Prof. Dr. Mehmed Emin Ay

Publiziert in der Ayasofya 42, 2013