Kocakar? ile Ömer

Kocakar? ile Ömer

 

Mehmed Akif Ersoy’un Safahat’?n?n Birinci Kitab?nda “Kocakar? ile Ömer” adl? bir ?iiri yer al?r. Bu ?iirinde Akif Hz. Ömer (r.a.)’ ?n halifelik devrinde ya?anan bir olay? anlat?r.

Hz. Ömer (r.a.) malum ?slam tarihinde dört büyük halifenin (Hulefa-i Ra?idin) ikinci halifesidir. Hz. Ebu Bekir’den sonra hilafet gömle?ini giyinmi?tir ve bu görevini ?ehid oluncaya kadar da hakk?yla yerine getirmeye çal??m??t?r. “Adalet mülkün temelidir.” diyen Hz. Ömer ?ecaat?, cesareti ve heybetinden ziyade, bir de adaletiyle bilinen bir insand?r. ?lle de adalet diyen Hz. Ömer, müslüman olduktan sonraki hayat?nda hiç bir haks?zl??a tahammül edememi?tir. Halife olduktan sonra, devlet reisi konumunda kendisi üzerinde çok a??r ve korkunç bir devlet mesuliyeti hissetmi?tir. Bulunmu? oldu?u bu makam?n hakk?n? verememek korkusuyla büyük çabalar sarfedip gecesini ve gündüzünü bunun için harcam??t?r. Elinden gelse her yere ko?up yeti?mek ister Hz. Ömer. Medine ve çevresindeki asayi?i korumak için geceleri bile, halk uyurken Medine sokaklar?n? gezer ve etraf? yoklar, ortal???n düzende oldu?undan emin olmak için. Ve i?in ilginç taraf? halife olarak bizzat kendisi üstlenir bütün bu i?leri, ba?kalar?n?n haberi olmadan. Bütün bunlar? halife olmas?na ra?men de?il de, halife oldu?u için yapar. Ba?kas?na b?rakmaz devlet i?lerini, çünkü bu öncelikle onun i?idir. Ömer’in i?idir, asayi?i korumak ve halk?na güven vermek.

 

Mehmed Akif Ersoy “Kocakar? ile Ömer” adl? bu ?iirinde büyük halifenin hayat?ndaki bir me?hur olay? anlat?r. Olay?n k?sa ?ekli ?öyle. Hz. Ömer’in halifeli?i zaman?nda bir çad?rda ya?ayan ya?l? ve fakir bir dul kad?n üç torununu doyuramaz haldedir. Yine gecelerden bir gece Hz. Ömer Medine halk? uykudayken sokaklar? gezmeye ve kontrol etmeye ç?kar. Halife kad?n?n durumundan bihaberdir ve tevafuk eseri bu gece yolda Peygamber Efendimiz’in amcas? Hz. Abbas bin Abdulmuttalip’e rastlar ve onunla gece Medine sokaklar?nda gezerken, çad?rdan gelen sesleri duyarak oraya gider. Bo? kazanda a? pi?iren kad?n?n ve torunlar?n?n durumunu farkeden Hz. Ömer önce üzülür – zira halife olarak kendisinin bu kad?ndan sorumlu oldu?unu bilir- ard?ndan hemen eve dönüp bir çuval unu kendi s?rt?nda ta??yarak kad?n?n yan?na döner ve orada kendi elleriyle ate?i yakan Hz. Ömer açl?ktan a?lay?p ba??ran çocuklar?n karn?n? doyurur ve ancak o anda rahata kavu?ur… Olay k?saca böyle. ?imdi de vak’ay? Mehmed Akif Ersoy’un kaleminden ele alal?m.

 

?iirinde Akif bu olay? Hz. Abbas’?n dilinden anlat?r, yani bu olay? anlatan ?ah?s Hz. Abbas’d?r ve ?öyle ba?lar:

 

Yok ya Abbas’? bilmeyen, kimdi?…

O sahabiyi dinleyin, ?imdi:

 

“Bir karanl?k geceydi pek de ayaz…”

?bni Hattab’? görmek üzre biraz,

Ç?kt?m evden ki yollar ?ps?z.

Yolcu bir benmi?im me?er yaln?z!

Aradan geçmemi?ti çok da zaman.

Az ilerden yava?ca oldu iyan,

Zulmetin sinesinde ukte gibi,

Ans?z?n bir müheykel a’rabi!

 

Peygamber Efendimiz’in amcas? Hz. Abbas so?uk ve karanl?k bir gecede Medine’de Hz. Ömer’i görmek için evden ç?kar. Iss?z yollarda kendisinden ba?ka kimse olmad???n? tahmin eden Hz. Abbas o anda heykel gibi bir çöl arab?n? görürür ve bu yabanc?yla selamla?t?ktan sonra o ki?inin Hz. Ömer oldu?unu farkeder.

 

Bir de bakt?m, Ömer de?il mi imi?!

– Ya Ömer! Böyle geç zaman, bu ne i??

-?u mahallat? devre ç?km??t?m…

Gel beraber benimle, üç be? ad?m.

 

Derken Hz. Ömer Hz. Abbas ile Medine sokaklar?n? dola?maya ba?larlar.

 

Duruyor her evin önünde Ömer,

Dinliyor bi-haber içerdekiler.

Geçmedik en harab bir yap?y?,

Yoklad?k sa?l? sollu her kap?y?.

Geldik art?k Medine haricinde;

Bir çad?r gördü, durdu kald? yine

 

Medine’de her evi ve her kap?y? yoklad?ktan sonra, ?ehir d??? mahallelere gelirler ve orada bir çad?r ili?ir halifenin gözüne.

 

Ocak ba??nda oturmu? bir ihtiyarca kad?n.

“Aç?z! Aç?z! diye feryad eden çocuklar?n?n;

Kar??t?r?p duruyorken pi?en nevalesini;

Ç?kard? yuttu?u ya?larda ç?rp?nan sesini:

-Durundu yavrular?m, i?te ?imdicek pi?ecek…

Fakat ne hal ise bir türlü pi?miyordu yemek!

 

Me?erse pi?en a? de?il de su imi? ve zavall? çaresiz kad?n torunlar?n? avutmak için içindekinin yemek oldu?unu diyesiymi?. Bu hali gören Hz. Ömer kad?na sorar ve aralar?nda ?öyle bir muhabbet geçer…

 

-Bu yavrular niçin ey teyze, a?l?yor, söyle?

-Bugün ikinci gün, aç kald?lar…

-O halde, neden biraz yemek koymuyorsun?

-Yemek mi? Çömle?i sen tirid mi zannediyorsun?

?çinde sade su var; Çak?l ta?? yla beraber bütün zaman kaynar!

Ne çare! Balki susarlar, dedim. Ay?plamay?n.

-Peki! Senin kocan, o?lun, ya karde?in, ya day?n…

Tek erke?in de mi yok?

-Hepsi öldü… Kimsem yok.

-Senin midir bu küçükler?

-Torunlar?m.

-Ne de çok!

 

Devam ederken sohbete Hz. Ömer kad?na neden halifeye gidip yard?m istemedi?ini sorar ve beynin vurulmu? gibi bir cevap al?r kad?ndan.

 

-Adam amire gidip söylemez mi halini?

-Ah!

Emir’e, öyle mi? Kahretsin an-karip Allah!

Yak?nda rayet-i ikbali ser-nigun olsun…

Ömer, belas?n? dünyada isterim bulsun.

-Ne yapt? teyze, Ömer, böyle inkisar edecek?

-Ya ben yetim avuturken, Emir uyur mu gerek?

 

Buras? gerçekten ürpertici bir an. Ya?l? kad?n önündeki ?ahs?n Hz. Ömer oldu?unu bilmeden ona beddua ediyor ve suçluyor.  En k?sa zamanda mutluluk bayra??n?n yerlerde sürünsünmesini istiyor. Hz. Ömer ise aciz bir halde kendisi ad? Emir’i savunmaya çal??sa da nafile…

 

-Zavall?n?n i?i çok, zaman bulup gelemez;

Gidip de söylememi?sen ne haldesin bilemez.

-Niçin hilafeti vaktiyle eylemi? kabul?

Sonunda böyle çürük özrü kim sayar makbul?

-Yetimin ah?n? ya?mur duas? zannetme!

O sayha ra’d-? kazad?r gönderir ademe!

 

Yani kad?n burada Hz. Ömer’e giyaben bedduas?nda bu yavrular?n a??tlar?n?n gök gürültüsüne dönü?üp Allah’?n gazab? ?eklinde kendisine geri dönece?ini söylüyor. Hz. Ömer peri?an, pi?man, gücenmi? ve bitkin bir halde Hz. Abbas ile sabaha kar?? oradan ayr?l?rlar ve eve dönerler. Orada halife bir çuval un bulur, derhal s?rt?na yükler ve acilen geri dönmeye yol al?r. Hz. Abbas orada ona:

 

-Ben götüreyim… Verir misin çuval??

-Hay?r, yorulsa de?il, ölse yard?m etme sak?n:

Vebali kendine aiddir ?bni Hattab’?n.

Kad?n ne söyledi, Abbas, i?itmedin mi demin?

Yar?n, huzuru ?lahi’de, kimseler Ömer’in

?erik-i haybeti olmaz, bugünlük olsa bile;

Evet, hilafeti yüklenmiyeydi vaktiyle.

Kenar-? Dicle’de bir kurt a??rsa koyunu,

Gelir de adl-i ?lahi sorar Ömer’den onu!

Ömer’den isteniyor beklenen Muhammed’den…

Ömer! Ömer! Nas?l ald?n bu bar? s?rt?na sen?

 

O anda Hz. Ömer’in hem yüre?indeki yükü, hem de s?rt?ndaki yükü a??r.

 

Uzak m? yol? Daha çok mu var?

-Ancak üç be? ad?m.

Mecali kalmam?? art?k zavall?n?n… Bakt?m…

 

Ve çad?ra var?r varmaz Hz. Ömer dinlenmeye bile vakit bulam?yor, çünkü ocak sönmek üzere oldu?unu farkediyor

 

Hemen çak?llar? çömlekten indirip att?;

Uzand? testiye, ya? oydu, sonra un katt?.

Oturmak istedi, lakin belaya bak ki: Ocak,

Hemen sönüp gidecek…

-Teyze, yok mu hiç yakacak?

 

Sonunda Hz. Ömer yere yat?p üfleye üfleye ate?i yakar, s?rt?nda ta??y?p getirdi?i un ile yeme?i pi?irir ve kendi elleriyle kablara yetimlerin yemeklerini payla?t?r?r ve yedirir.

 

Yemek s?cakt?, fakat kim durup da bekliyecek?

Ömer çocuklara bir bir yedirdi üfliyerek!

 

Ve kad?na

 

-Yar?n Emaret’e gel teyze, ö?leyin beni bul;

Emir’e söyleriz, elbette hayr olur me’mul.

Yüzü gülmü?tü teyzenin, bakt?k,

Biz de ç?kt?k veda edip art?k.

 

Ertesi gün ise

 

Ö?le geçmi?ti, ç?kt? geldi kad?n.

-Ghaliba teyze, uykusuz kald?n!

??te ba?lanmak üzredir nafakan,

Alacaks?n her ay gelip buradan.

-?imdi affeyledin, de?il mi beni?

-Böyle göster fakat adaletini.

 

Diyerek kad?n oradan ayr?l?yor.

 

?iir böylece sona eriyor. Hz. Ömer`i Mehmed Akif Ersoy’un kaleminden okumak ayr? bir zevktir. Allah Hz. Ömer gibi hükmetmeyi ve Akif gibi dü?ünen ?ah?slar?n yeti?mesini nasip etsin!

 

 

 

 

 

selma oeztuerk

oeztuerk.s@gmx.de

 

Publiziert in der Ayasofya 40, 2012

 

 

Dies könnte Sie interessieren

Merhum Mehmed Akif Ersoy’un ölümy?ldönümü münasebetiyle

Merhum Mehmed Akif Ersoy’un ölümy?ldönümü münasebetiyle     … O ?stiklal Mar??m?z’?n yazar?, milli ?air …